28 Aralık 2011'de ölü insanları taşıyan katırlar 24 Mart 2015'de Uludere'de devlet tarafından öldürüldü. Tüm değerlerimiz, ahlakımız "insanlık" denen şeyin içine hapsoldu. hapsolduk. cenazemizi taşıyacak hayvanımız, hayvanların cenazesini taşıyacak insanlığımız yok














Immanuelkirche und Gemeindezentrum, Köln









































"Bak, kendimi bir realist olarak görüyorum. Ama felsefi terimlere göre buna pesimist deniyor.
Bence insan bilinci evrimde trajik bir şekilde ilerledi. Çok fazla bilinçlendik. Doğa kendinden bağımsız bir bakış açısı yarattı. Bizler doğa kanunlarına göre var olmaması gereken yaratıklarız. Hepimiz bir yanılsama içindeyken, duyusal deneyimler ve hislerin gelişimi sayesinde birey olduğumuzu sanan fakat, aslında bir hiç olan bireyleriz.
Bence türümüzün yapması gereken en onurlu davranış, programlamamazı reddedip üremeyi durdurmak ve hep birlikte soyumuzu tüketerek kardeşçe bu haksızlığa son vermektir."


“I’d consider myself a realist, alright? 
But in philosophical terms I’m what’s called a pessimist. 
I think human consciousness is a tragic misstep in evolution. We became too self-aware. 
Nature created an aspect of nature separate from itself. 
We are creatures that should not exist by natural law. 
We are things that labor under the illusion of having a self, that accretion of sensory experience and feelings, programmed with total assurance that we are each somebody, when in fact everbody’s nobody. I think the honorable thing for our species to do is to deny our programming. 
Stop reproducing. Walk hand in hand into extinction. 
One last midnight, brothers and sisters opting out of a raw deal.”