Ursula Le Guin kendini “Taocu, anarşist, feminist ve çevreci” olarak tanımlıyor: Taoculuk, insanın hareketsiz kalmasıyla huzuru ve sukuneti bulmasıdır. Bununla beraber kendini dinlemesi ve kendi içini okumasıdır. Doğanın ideal düzenine uymak, onu doğru ve iyi kabul etmektir. İyiliğin erdemlilikle gerçekleşmesi ve iyilik eğilimini gerçekleştirmektir. Anarşizm, başta devlet olmak üzere bütün baskıcı kurumların varlığını reddetmektir. Toplumu en uygun ve verimli biçimlenişine, yani doğal biçimlenişine bırakmaktır. Anarşizmde bireysel çeşitlilikler, yetenekler ve yaratıcılık bu şekilde gelişir. Baskı ve korku yoktur. İşbirliği ve sevgi vardır. Devlet yerine, bu işbirliği ve sevgi içinde çalışan kurumlar ve federasyonlar konulur. Bireysel - toplumsal ahlak ön plandadır. Feminizm; toplumun sınıflara bölünmesiyle ve özel mülkiyetin gelişmesiyle, çocuğun babasının belli olması amacıyla, kadının özel bir mülk sayılarak gizlenmesi ve kapatılmasıyla, erkekten aşağı bir tür olarak gösterilmesi ve ona erkeklere tanınan hakların tanınmamasıyla ortaya çıkan, kadınlara eşit haklar ve özgürlükler verilmesini savunan ideolojidir. Çevrecilik, doğaya saygıdır. Doğayı ve onun çeşitliliğini korumaktır. Onu politika, çıkar, teknoloji, maddiyat ve modern dünya adına tahrip etmeye karşı çıkmaktır. Doğayla bir bütün olmaktır.


“Yerdeniz Büyücüsü”nde (Yerdeniz I)1 Le Guin, kendi deyimiyle “Sanat hakkındaki görüşleri sanatçılara en yakın gelen psikolog” Carl Gustav Jung’un “gölge” arketipini kullanır. Gölge öteki yüzümüz, karanlık kardeşimizdir. O; masallardaki canavarlar, düşmanlar, yılanlardır. İçimizdeki kabul etmek istemediğimiz, yüzleşmediğimiz, bastırdığımız karanlık yönler ve eğilimlerdir. Jung’un kendisi gölge için şöyle diyor: “Herkes bir gölgeye sahiptir, bu gölge bireyin bilinçli yaşamında ne kadar az içeriliyorsa, o kadar kara ve yoğun olur.” Kendi gölgesiyle yüzleşemeyen insan suçu başkalarına atar, onları kötü diye niteler. Oysa ki yapılması gereken; onunla yüzleşmek, onu kabul etmektir. O kontrol edilebilir. Büyümek burada başlar. İşte Le Guin “Yerdeniz Büyücüsü”nde, büyücü olma yolundaki Ged’in önce kendi gölgesinden kaçmasını, sonra onu takip edip onunla yüzleşmesini ve büyümesini anlatıyor.